Ziraat Katılım Genel Müdürü Özdemir: 2024’te enflasyonda yavaşlama ve kurda sakin seyir bekliyoruz

Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir, Türkiye’de 2023’ün depremin etkileri ve enflasyonla mücadeleyle geçtiğini ifade ederek TCMB’nin fiyat istikrarını sağlamaya çalışırken, ekonomi yönetiminin kararlı bir şekilde enflasyonu düşürmeye yönelik adımlar attığını dile getirdi.

Özdemir, bu adımların sonucu olarak 2024’te enflasyonda yavaşlama ve kurda sakin bir seyir beklenirken, büyüme hızında da hedeflemelere uygun bir ilerlemenin öngörüldüğünü söyledi.

Ekonomi yönetiminin attığı adımlarla sektörü güçlendirdiğinin piyasa tarafından izlendiğini aktaran Özdemir, “Yılın ilk yarısındaki negatif kredi spreadlerinin pozitife dönüşü, dengelenme yolunda bankacılık için daha olumlu bir süreç olduğuna işaret ediyor. Bu adımların yeni yılda da fiyat istikrarını sağlamak adına devam edeceğini beklemekteyiz.” dedi.

‘Bankalar tedbir almalı’

2024’te sürdürülebilirliğin; BDDK, KGF ve diğer otoritelerin düzenlemelerine uyum açısından bankalar için önemli bir gündem maddesi olacağını vurgulayan Özdemir, bu doğrultuda sürdürülebilirlik ile ilgili köklü bir dönüşümün habercisi niteliğinde olan mevzuattaki son gelişmeler dikkate alınarak bankalar açısından hazırlıklı olunması, 2024 iş planlamalarında bu durumun göz önünde bulundurulması, ileride ilave sermaye yükümlülüğü gibi olumsuzluklarla karşılaşmamak için gerekli tedbirlerin alınması gerekliliğinin öne çıktığını kaydetti.

Özdemir, Merkez Bankası düzenlemelerinde son dönemde yapılan, menkul kıymet tesis uygulamasının sona erdirilmesi, ticari kredi oranları ile mevduat oranları arasındaki negatif farkın ortadan kaldırılması gibi değişikliklerin, bankacılık sektörünün 2024’te karlılığına olumlu yönde etki edeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.

TL’nin payı yükseliyor

Özdemir, Ziraat Katılım’da TL mevduatın toplam mevduat içindeki payının 2022 sonu itibarıyla yüzde 60,9 iken, Kasım 2023 itibarıyla yüzde 61,9 düzeyine ulaştığını, mayıs-kasım dönemleri karşılaştırıldığında bakiyesi olan kredi müşteri sayısında yaklaşık yüzde 7,3, toplanan fon müşteri sayısında da yüzde 9,2 artış gerçekleştiğini kaydetti.

Türkiye’de ekonominin öncelikli gündem maddesi olan enflasyonla mücadele kapsamında güçlü adımlar atıldığını vurgulayan Özdemir, şöyle devam etti:

“Şubat ayında yaşanan depremin etkilerini geride bırakmaya çalışırken, sıkılaştırıcı politikalara devam edilirken, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantılarında faiz artış kararları alındı. Ekonomik olarak küresel gelişmelere oldukça duyarlı olan ülkemizde, bölgesel sorunların seyri takip edilecek önemli konu başlıklarındandır. Türkiye ekonomisini etkileyen yüksek enerji ile emtia maliyetlerinin, bunlara bağlı oluşan arz yönlü sorunların çözümü için alternatif kaynakların artırılması amacıyla çalışmalar yapılmaktadır. 2023’ün şubat ayında en yüksek seviyesini gören TL ticari kredi yıllık büyümesi, kredi oranlarındaki yükseliş ve yüzde 2,5 seviyesinde belirlenen büyüme sınırı sonrasında yavaşlamaya başladı. Bireysel krediler de 2023’ün ilk yarısında güçlü bir ivme yakalamış ve aynı şekilde uygulamaya alınan tedbirler sonrasında büyüme hızında yavaşlama gösterdi.

Temmuz ayındaki düzenleme ile TL yatırım ve ihracat kredilerinde oran üst sınırı olarak yıllıklandırılmış referans oranının 1,4 katı, diğer TL ticari krediler için 1,8 katı, ihtiyaç kredilerinde ise 2 katı uygulanmaya başlandı. Eylül ayında ise diğer TL ticari krediler için referans faiz uygulaması kaldırıldı. Haziran ayında başlatılan parasal sıkılaşma süreci ile kredi oranlarında yükseliş eğilimi görülmektedir. Kredi büyüme göstergelerindeki yavaşlamaya ilave olarak TL ticari ve bireysel krediler arasındaki kompozisyonda da dengelenmenin yaşandığı söylenebilir. Mayıs ve haziran aylarında bireysel kredilere kıyasla belirgin olarak hız kesen ticari krediler, takip eden aylarda geçmiş dönem performansına yaklaşmaktadır. 2023 yılı eylül ayı itibarıyla 2022 sonuna kıyasla kısıta tabi olmayan ticari kredilerde (TL cinsi yatırım, ihracat, tarım, esnaf, kamu kurum ve kuruluşlarına kullandırılan krediler ve deprem bölgesi kapsamında istisna olarak kabul edilen ticari krediler) büyüme devam ederken, kısıta tabi kredilerde büyüme oranı daha düşük gerçekleşti.”

Kredileri reel sektör kullandı

Yeni ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikası, sadeleşme adımlarıyla bankacılık sektöründe kredi ve mevduat oranlarının yükseldiğini vurgulayan Özdemir, bankacılık sektöründe kaynakları döviz geliri olanlar için yüksek TL oranı ortamında döviz kredisinin tekrar cazip hale gelmeye başladığını söyledi.

Öne çıkan ihracat ve yatırım kredisi kullandırımlarının diğer ticari kredilere göre pozitif ayrıştığını ifade eden Özdemir, 2023’te TL kredilerdeki artışın büyük bölümünün reel sektöre kullandırılanlardan oluştuğunu, reel sektöre kullandırılan kredilerdeki büyümede ise imalat ve sanayinin başta gelen sektörler olmak üzere deprem bölgesine verilen kredilerin etkisi olduğunu, böylece yurt içi ve dışından sağladıkları kaynakların etkin bir şekilde kullanılarak Türkiye için stratejik önemde olan ve daha fazla katma değer sağlayacak sektörlere öncelik verildiğini anlattı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir