Yapay zeka sanatına hazırlıklı olmalıyız
SIGGRAPH‘te düzenlenen bir panelde konu hakkında konuşan uzmanlar radikal bir değişime hazırlıklı olmamız gerektiği söylüyor. Ancak bu radikal değişim için halen vakit var. Uzmanlar, mevcuttaki herhangi bir yapay zekanın tek tıklamayla nihai bir VFX çekimi yapamayacağını ve bunun imkansız olduğunu söylüyorlar, en azından şimdilik.
Bazı uzmanlar yapay zekanın bildiğimiz anlamda filmlerin yapımında değil de tamamen yeni bir eğlence türü için kullanılacağını düşünüyor. Ancak yine de yapay zeka tarafından üretilen görüntüler ve aktörlerin olduğu filmlerin piyasaya çıkacağı ve insanların da bunları kabul edecekleri belirtiliyor. Buradaki kabullenme ise ortaya konan iş ile ilgili olacak. Zira eğlence türlerinde en önemli şey verilen hikayedir. Eğer hikaye iyiyse, karakterler oturmuşsa ve insanlar bu karakterlere bağlanabiliyorsa filmin yapay zeka ile üretilmiş olmasının bir önemi kalmayacak, zira insanlar izlerken keyif alacak. Elbette tüm bu süreçte bolca felsefi tartışma da olacak. Tamamen yapay zeka tarafından üretilen bir film, sanat sayılabilecek mi? Yoksa yapay zeka sayesinde sanatın tanımı da bilmediğimiz bir şekilde değişecek mi?
Bir sanat dergisi olan The Studio‘nun Haziran 1893 tarihli sayısında (sayfa 96-105) “Fotoğraf Makinesi Sanatın Dostu mu Düşmanı mı?” başlığıyla bir yazı kaleme alınmıştı. Şimdi benzer bir soruyu 130 yıl sonra soruyoruz: Bir makine, güzel ve gerçeğe yakın bir görüntü üretebiliyorsa bu, “gerçek” sanatın değerini düşürür mü? Hızla gelişen görüntü, ses ve kelime üretebilme yeteneğiyle yapay zekanın etkisinin bu on yılın kültürel yaşamında belirleyici bir değişim olacağı şimdiden çok bariz. Daha az kesin olan ise bu değişimin kutlanacak ya da korkulacak bir şey olup olmadığı.