Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Hiç kimseye eyvallahım olmadı. Bize, iktidara tam itaat isteyip, yanlışa yanlış dedik diye, hain iktidar trollerine nasıl boyun eğmediysek, Sayın Cumhurbaşkanı’nı ve bir devlet törenine katıldık diye bizi en ağır şekilde eleştiren muhalefet trollerine de asla boyun eğmeyiz” dedi. Davutoğlu, Gazze’yle ilgili “Türkiye karar vermek zorunda. Ya Trump’ın yeni sömürgeci düzeninin yanında olacaksınız ya da sonraki dönemi öngörüp onun karşısında, insanlık vicdanının yanında olacaksınız” diye konuştu.
Gelecek Partisi’nin yeni genel merkez binası törenle açıldı. Törene Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yeni Yol Genel Başkanı Celal Mümtaz Akıncı, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Yeni Yol milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu ve dernekler ile çok sayıda partili katıldı.
Davutoğlu, açılış töreninde yaptığı konuşmada, ülke ve dünya gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu, “Siyasi hareketler, dünyayı ve toplumu doğru okuyarak geleceği belirlemek için vardır. Geçmişin tartışmalarında boğulup kalmak için değil, ufuk çizmek için vardır” ifadelerini kullandı.
Partililere seslenen Davutoğlu, “Sizler bu hareketin gerçek kahramanlarısınız. Neler çektiğinizi biliyorum. Kiminiz işini kaybetti, kiminiz çocukları okullardan atıldı, görevlerinden alındılar, kiminiz sadece Gelecek Partisi il başkanı, il ilçe başkanı olduğunuz için arkadaşlarınızı, dostlarınızı kaybettiniz. Benim üzerimde uygulanan ambargolar, yerelde ve teşkilatlarda sizin üzerinizde de oynandı” dedi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Tek bir namerde, bırakın merde dahi bu partiye muhtaç etmedik. Kendi rızkımızdan kestik. Bu sene mart ayında kira sözleşmesi ile oturduğumuz bina, maalesef enflasyon şartları gereği yeni sözleşmede astronomik bir rakam isteyince biz de bu rakamla siyaset yapmanın mümkün olmadığını görünce arkadaşıma döndüm, şunu söyledim: ‘Ya Rab, eğer doğru yoldaysak, eğer senin rızana uygun yürüyorsak, bizi bu darboğazdan kurtar.’ Şimdiye kadar kimseden bir şey istemedim. Ama şimdi herkese fedakârlık yapma vaktidir. Çok sayıda arkadaşım, içlerinden bir grup arkadaşımız ortak bir imece ile bu binayı aldı.”
“Ya Trump’ın yeni sömürgeci düzeninin yanında olacaksınız ya da sonraki dönemi öngörüp onun karşısında, insanlık vicdanının yanında olacaksınız”
Davutoğlu, ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi ve Gazze’deki ateşkes planına ilişkin, “Trump’la birlikte gelen düzen, ta ilk dönemde uyardığım şekilde yeni sömürgeci düzendir. Kimse Trump’ı allayıp pullayıp bir yere koymasın. Trump insanlık için en büyük tehlikedir. Zihniyeti tehlikedir, varlığı tehlikedir” dedi. Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Gazze soykırımını hepimiz yaşadık. Allah aşkına, Gazze soykırımının birinci sorumlusu Netanyahu ise, ikinci sorumlusu kim? Ona teşekkür mü edeceğiz? Gelen devlet başkanlarına muamelesinden tutun, takip ettiği yol, uyguladığı yönteme bakın. Trump şunu diyor: ‘Dünyanın kabadayısı benim’. Şu anda dünya ikiye bölünmüş. Bir: Trump ve Trump’ın peşinde giden, güç odaklı, sömürgeci mantığa sahip olanlar; Diğer: Sidney’den, Avustralya’dan, Güney Afrika’ya, Brezilya’dan, Kolombiya’dan dünyanın her köşesine kadar sokakları doldurup ‘Yaşasın Filistin’, ‘Nehirden denize özgür Filistin’ diyen insanlık vatanı sahipleri. Türkiye karar vermek zorunda. Ya Trump’ın yeni sömürgeci düzeninin yanında olacaksınız ya da sonraki dönemi öngörüp onun karşısında, insanlık vicdanının yanında olacaksınız. Kimseye maceracılık yapın demiyorum ben. Hiç burada muhalefet etmem, siyaset gözetmem. Ama şunu da ifade etmek zorundayım: Bu soykırıma destek veren Trump, Sayın Cumhurbaşkanımızın gözünün içine baka baka 38 İsrail rehinesinin cesedinden bahsederken, Sayın Erdoğan’dan da ‘Peki 70 bin kardeşimin cesedi ne olacak’ diye sormasını beklerdim.”
“Cumhurbaşkanına ülke içinde ve devlet törenlerinde gereken saygıyı göstermek boynumuzun borcudur”
Siyasi parti liderlerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Meclis’in açılış resepsiyonundaki fotoğrafıyla ilgili tartışmalara ilişkin Davutoğlu, şunları söyledi:
“Nevruz’dan önce havaya cemre düşer ya, siyaset iklimine de 1 Ekim’de düşer. Geçen sene Sayın Bahçeli, DEM’le tokalaştı, ‘E güzel’ dedik ve destek verdik. Sayın Özgür Özel, resepsiyonda Sayın Erdoğan ile yan yana oturdu. ‘Normalleşme iyidir, doğru yapıyorsunuz’ dedik. E, biz oturduk diye muhalefet trolleri üstümüze saldırdılar. Çok net benim tavrım. Hiç kimseye eyvallahım olmadı. Bize, iktidara tam itaat isteyip, yanlışa yanlış dedik diye, hain iktidar trollerine nasıl boyun eğmediysek, Sayın Cumhurbaşkanı’nı ve bir devlet törenine katıldık diye bizi en ağır şekilde eleştiren muhalefet trollerine de asla boyun eğmeyiz. Biz, devlet teammülü söz konusu olduğunda bunu göstermekten imtina etmeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı, seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak da dışarıda eleştirsek bile ülke içinde ve devlet törenlerinde gereken saygıyı göstermek boynumuzun borcudur.”
“Bugün yerel yönetimlerde ana muhalefet partisi herhangi bir yolsuzluğun içine girmişse hiç gözünün yaşına bakmam”
Davutoğlu, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlara ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Adalet yoksa insanların aidiyet bilinci olmaz. Yaşadığı ülkede adaletle davranılacağını hissetmesi olmaz. Nasıl bir ülkede yaşıyorsak hapishanelerde 404 bin tutuklu var. Bunun 62 bini tutuklu, hükümlü değil. Bunların içerisinde siyasetçi, gazeteci var. İstisnai durumlar hariç hüküm vermeden insanları hapishanede tutmak insan hakları ihlalidir, kul hakkıdır. Bugün büyükşehir belediye başkanları, ilçe belediye başkanları hapiste. Benim bu konudaki tutumum açık ve net. Yolsuzluklarla ilgili olarak o zaman birlikte hükümette olduğum dört bakan için ne dedim? ‘Kızım Fatma da olsa’ diyen peygamberin ümmeti olarak gözünün yaşına bakmam’ dedim. Bugün de yerel yönetimlerde iktidar olan ana muhalefet partisi herhangi bir yolsuzluğun içine girmişse hiç gözünün yaşına bakmam. Muhalefet edeceğimiz şeylerde omuz omuza veririz ama yolsuzlukta kimse bizden destek beklemesin. Eğer iktidar kendi belediye başkanlarına hiçbir muamelede bulunmadan muhalefet partilerinin belediye başkanlarını kimi zaman hapse atıp kimi zaman da önüne dosya koyup ‘ya bana gel ya da hapse git’ dedikten sonra iktidar partisine alıyorsanız, buna yolsuzlukla mücadele denmez. Buna riyakârlık denir. Şeriatın kestiği parmak acımaz ama hükmü de adaletle vereceksiniz.” (ANKA)